Karadeniz’in asi sularında büyüyen Azil, geçmişine dair tüm sırları bir anda önünde bulur: O, Türkiye’nin en kudretli ailesi Maçari’lerin kayıp varisidir. Annesi bildiği kadının ölümüyle sarsılan Azil, gerçeğin izini sürerek İstanbul’un karanlık dünyasına adım atar. Kader onu hem kardeşiyle birhesaplaşmaya hem de yüreğini yakan imkânsız bir aşka sürükler. İçinden çıkılması güç entrikalar, ihanetler bu dünyada Azil’in sınavı yalnızca güçle değil, vicdanla da olacaktır.
Hayata tutunma mücadelesi, kesişen hayatlar ve sırlarla dolu bir aileyle izleyiciyi derin bir yolculuğa çıkaracak Çarpıntı; bir kalbin, iki annenin ve tek bir sırrın gölgesinde hiç umulmadık bağları ve buradan filizlenen aşkları ekrana taşıyacak.
Zülfikar Karslı, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle otogardaki eski gücünü yitirirken, herkes gözünü yurt dışından döneceği söylenen oğlu Zafer’e dikmiştir. Babasından kalan borçlarla boğuşan seyyar tamirci Timur’un yolu bu sırlarla dolu aileyle kesişir ve hiç bilmediği bir kaderin içine, Zülfikar Karslı'nın halefi Zafer Karslı olarak adım atar. Zülfikar'ın çocukları Kudret, Derya, Cennet, Zafer ve Zafer'in eşi Reyhan için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Sokaklarda yetişmiş azılı bir mafya üyesinin sıcak bir aile ortamında İnsan-ı Kâmil olma hikâyesinin anlatıldığı.
Hayatı boyunca anne ilgisi ve sevgisinden mahrum kalan Seniha, abisi Halit’e karşı derin bir kıskançlık duygusuyla büyür. Çünkü güzellik takıntısı olan annesine göre Seniha, çirkin ördek yavrusudur. Soylu ve zengin ailesine hiç yakışmıyordur. Abisi Halit ise tam tersi. O her anlamda annesinin gurur kaynağıdır. Halit, en iyi okullarda okuyup, ailenin tüm olanaklarını kullanır çünkü. Ülkenin hem en başarılı avukatı olur hem de en çapkın bekârı… Seniha ise yaşadığı derin değersizlik duygusuyla battıkça batar. Okulunu bitirememiş, hiç evlenmemiş ve neredeyse kendi evinde hizmetçi konumuna gelmiştir. Abisinin deyimiyle “Bayan Hiç Kimse” olmuştur artık…
Doğduğu toprakların ona biçtiği kadere meydan okuyarak başarılı bir cerrah olan Serhat, sevdiği kadın Melek’le ailesinden gizlice evlenir. Ancak kısa süre sonra, Urfa’ya dönmek zorunda kalır ve yöredeki iki köklü aile arasındaki kan davası nedeniyle Yıldız’la da imam nikahı kıymaya zorlanır. Bir cerrahken ağaya dönüşen Serhat’ın yalnızca gücü değil, aşkı da büyük bir sınavdan geçecektir. Melek’in konağa gelişiyle birlikte Serhat, iki kadının ailesi ve geçmişlerinden gelen sırlarla yüzleşmek zorunda kalır. Çünkü bu konakta hiç kimse masum değildir. Herkesin sakladığı bir geçmişi, gömdüğü bir sırrı vardır...
Türkiye'nin en zengin ailelerinden birinin varisi ve küçük bir köyden gelen bir ailenin oğlu etrafında dönüyor. İkisi de evli ve üç yıllık evliliklerinin ardından boşanmanın eşiğindeler, ancak eşlerine beyin kanseri teşhisi konması, onları derin sorunlarıyla yüzleşmeye ve aşklarını yeniden canlandırmaya zorluyor.